altında kalmamak

altında kalmamak
не оста́ться в долгу́, компенси́ровать

Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Смотреть что такое "altında kalmamak" в других словарях:

  • altında kalmamak — karşılığını vermek, gördüğü iyilik veya kötülüğü karşılıksız bırakmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • laf altında kalmamak — söz altında kalmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • minnet altında kalmamak — birinin iyiliğine karşı kendini borçlu durumdan kurtarmak için karşılık olarak bir iyilikte bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • söz altında kalmamak — 1) bir kimsenin kendisine dokunan sözüne gereken cevabı vermek 2) kendisini inciten, itham eden veya rahatsız bir duruma düşüren söze gereken karşılığı verip durumu düzeltmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • minnet — is., Ar. minnet 1) Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu, müdana Sesinde bir minnetin sıcaklığı vardı. H. Taner 2) Bir iyiliğe karşı teşekkür etme, memnuniyet duyma Oğlunun elinden ne gelse borç sayıyor, ödeyemeyeceği bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»